1-) Öncelikle kendinizden bahseder misiniz??
Ben Serkan Algur. 33 yaşındayım, evliyim, babayım. 2007-2008 yılından beri WordPress CMS altyapısını kullanarak siteler yapıyor, kod geliştiriyor, özelleştirilmiş eklentiler yazıyorum. Kısacası ekmeğimi genel anlamda WordPress ile ilgili müşterilerime özel değişiklikler yaparak çıkarıyorum.
2-) WPAdamı ile sağladığınız desteğin, WordPress 5.0 ile yeni bir boyut kazandığını biliyorsunuz. 5.0 versiyonu WordPress geliştiricisi olarak sizi nasıl etkiledi? ⚒
WPAdamı üzerinde sağlamış olduğum, geliştirici olma yolundaki arkadaşlara ya da hali hazırda kodlarını geliştiren kişilere faydalı olabilecek içerikler paylaşıyorum. Aynı zamanda e-posta yoluyla bana ulaşan kişilere de hizmet sağlıyorum. 5.0 ile ortaya çıkan değişiklikler ile ilgili de destek olmak amacıyla bildiklerimi paylaşma niyetim var (son bir iki senedir blog yazmaya vaktim olmasa da.).
WordPress 5.0 ile yeni teknolojiye ayak uydurmaya başladı. Bunu yermek için söylemiyorum. Ücretsiz blog alanı sağlayıcısı olarak giriştiği yenilik hareketine “self-hosting” olarak tanımladığı kişilerin de, nodejs tabanı üzerine kurduğu yönetim panelini kullanmasını teşvik etti. Özellikle basit kullanımı öne çıkarmak için ellerinden geleni yapıyorlar.
Ve tabii ki bir de işin pazar tarafı var. WordPress sistemi hızlı, uyumlu, geliştirilebilir ve stabil olmasıyla bu kadar büyüdü. Son süreçte patlama yapan “siteni tasarla” mantığını oluşturan ve kısaca Visual Composer tarzında eklentilerden sonra ultra yavaşlayan sitere karşı Gutenberg ile WordPress bu işin nasıl yapılması gerektiğini gösterdi.
Geliştirici olarak ise, ekstra dökümantasyon okuması ve kullanılması gereken yeni fonksiyonlar ortaya çıkardı. WordPress alt yapısındaki değişiklikleri takip ettiğimden dolayı çok fazla da zorlandığımı söyleyemem.
3-) WordPress 5.0 ile gelen blok sistemini gelişirici olarak nasıl yorumlarsınız? ?
Bu konuda daha önce blog yazısı oluşturmuştum. Ancak son halini aldığında da -yani çekirdek koda eklendiğinde de- geliştirilmesi gereken taraflarının olduğu kanaatindeyim. Doğru bir yol izlendiğini söyleyebilirim. Özellikle eski projeler için Klasik Editörü 2021 yılına kadar destekleyeceklerini ve kullanıcılara geçiş imkanı tanıyacakları için güzel bir hareket diyebilirim.
Bir önceki soruda da bahsettiğim gibi WordPress tema pazar payının büyük çoğunluğu tema özelleştirici yeteneklere sahip “Visual Composer, Divi vb.” gibi eklentilerle gelip, sayfa düzenlerini buna göre yapmaya başlayınca olaylar karıştı. Çünkü son kullanıcı, kimse bunu söylemese de WordPress sisteminden uzaklaşmaya başladı. Stabil kalamıyordu sistem. Çözüm olarak aceleyle başlanmış bir gibi görünse de, hatta çoğu geliştiricinin ilk başlarda “ne gereği var” dediği bir proje olarak blok düzenleyici şu an ihtiyacı karşılar gibi duruyor.
Eklenti dizininde özelleştirilmiş blokların artması da bu projenin devamlı gelişeceğinin göstergesi.
Blok sistemi temel olarak javascript tabanlı. Bu da bir nebze de olsa geliştiriciler için nodejs, react gibi sistemlerin tam anlamıyla kucağına bırakıyor. Bunca yıldır jQuery ya da Native Javascript ile kod yazan, tema geliştiren kişiler bir anda yeni bir sisteme geçiş yapmak zorunda kaldılar. Yukarıda bahsettiğim memnuniyetsizlik de bu yüzden oluştu zaten.
Son kullanıcı tarafında ise oldukça rahat bir düzenleme olduğunu söyleyebilirim. Anasayfadan tutun da, blog yazısı girilen sayfaları dahi çok rahat bir şekilde düzenleyebiliyorsunuz. Bu da “easy-to-use” kavramını karşılamaya yeter de artar bile.
4-) WordPress 5.2 ile birlikte gelen Site Sağlığı sistemi, işlerinizi biraz olsun kolaylaştırdı mı? ?
Bir sistem geliştirirken kaynakları, kullanabileceklerini ve diğer tüm etmenleri bilmek önemlidir. Genel olarak geliştirmeleri yaparken WordPress Debug ayarını aktif olarak bırakırım “wp-config.php içinde WP_DEBUG olarak bulabilirsiniz” Bu da bana WordPress sistemiyle olabilecek çatışma durumlarını, PHP hatalarını gösterir. Site Sağlığı ise bu durumun daha fazla anlaşılmasını sağlayan bir sistem.
Daha önceki sürümlerde salt HTML dönen hataların yerini e-posta ile yöneticiye bildirilen hatalar aldı. Bu sistemi dışarıdan müdahalelere kapalı hale getirmeye çalışan ve hem geliştirici, hem de son kullanıcıya fayda sağlayan bir durum. Örneğin son kullanıcı “site teknik sorunlar yaşıyor” mesajını gördüğü an, eğer sistem e-posta gönderebiliyorsa site yöneticisine hatayı anlatan bir e-posta gönderiliyor. Bu da anlık müdahaleleri ve sitenin stabil şekilde çalışmasına fayda sağlıyor.
WordPress 5.0 güncellemesi ile büyük bir devrim yaparak içerik yönetim sistemleri konusunda yeni bir bakış açısı yakaladı. Tıkla Ve Tweet At.Ayrıca sistem dahilinde bu sayfaya erişilebildiğinden, WordPress’in yapımcılarının önerdiği şekilde sistemi kurmanıza yardımcı da oluyor. Kontrol artık daha fazla sizde yani.
5-) 5.0 sürümü ile birlikte güncelleme sürecinin en korkulu sorunlarından bahsedebilir misiniz??
En fazla korkutan sorun “güncellenen sitenin çalışmaması :)”. WordPress güncellemeleri, hele ki 5.0 gibi büyük güncellemeler her zaman risklidir. Bu yüzden bu güncellemeler öncesinde yedekleme yapmak, güncelle butonuna basmadan önce araştırmak en iyisi olacaktır.
Aslında büyük güncellemeleri yapmayan sitelere otomatik güncelleme ile kendi sürümlerine uyumlu güvenlik güncellemeleri gönderiyor WordPress. Tema ve eklentiler WordPress 5.0 için hazır değil ise -ki artık bu süreç çoktan aşıldı sanıyorum- güncelleme yapmamanızı öneririm. Ya da sitenin bir kopyasını yaratarak deneme yapın.
WordPress sisteminde otomatik güncellemeler büyük problemlere sebep olabiliyorlar. Bu 5.0 ile gelen güncellemelerde de aynı riski taşıyor.
Ben oluşturduğum sitelerde minimum eklenti kullanmaya ve gerekli kodları kendim yazmaya devam ettiğim süreçte çok fazla korkumun olacağını sanmıyorum.
6-) WordPress’in şuanki hali sizce startup ve kobiler için kolaylık sağlıyor mu? ⚙
WordPress aslında paket bir sistem. Özellikle kendi işlerine odaklanan kişiler için oldukça faydalı. StartUp ekipleri işlerine odaklanırken ekstra olarak web sitesinin alt yapısında değişikliğe gitmek istemeyebilirler. Bu durumda WordPress gibi eklenti deposu güçlü, tema desteği oldukça fazla olan bir sistem onlara yetecektir.
Kobiler için ise müşterilerine erişmek için WordPress biçilmiş kaftan olabilir. Ekosistemindeki ücretli/ücretsiz yaratıcı temalar, Jivo gibi online etkileşim sağlayan eklentileri kullanabilirler. Bu da onların geri dönüş almalarını ve müşteri toplamalarını kolaylaştıracaktır.
7-) Bir geliştirici olarak WordPress’in şuanki halinde olsun dediğiniz özellikler nelerdir? ?
Aslında çok fazla şey isteyebilirim. Ancak çekirdek koda eklenecek herhangi bir fazlalık sistemdeki kullanılabilirliği azaltıyor.
İlerleyen süreçte dahili bir çoklu dil özelliği gelirse gayet başarılı bir işe imza atmış olurlar. Diğer frameworklerin kendi içlerinde olan bu özellik aslında WordPress altyapısına şimdiye kadar gelmiş olsaydı çok daha rahat edebilirdik. Piyasa dahilindeki çoklu dil eklentileri oldukça mantıksız çalışabiliyorlar.
😎 WordPress gelecekte pazar payını arttırarak diğer rakiplerinden daha fazla öne çıkabilir mi? ?
Uygun altyapı ve destek ile WordPress bugün dünyaca ünlü sistemlerin blog altyapılarını, kurumsal arayüzlerini süslüyor. Tabii ki diğer tüm sektörlere uyumlu olduğundan çoğu e-ticaret sistemi de WooCommerce eklentisiyle ve WordPress altyapısıyla satış yapıyor.
WordPress geliştirilmeye ve açık kaynak olarak kalmaya devam ettiği sürece pazar payının büyük çoğunluğunu elinde tutmaya devam edecektir.
Bu pazar payının elde kalması bir sebebi de sunucu tarafında destekledikleri sürümler ile de alakalı. Misal PHP 7.3 ile canavar gibi çalışan sistem PHP 7.1 e atınca çok ufak bir performans kaybı yaşasa da “ki bu PHP derleyicisnden kaynaklı” aynı şekilde çalışmaya devam ediyor.
Yani hem kullanıcılar, hem geliştiriciler, hem hosting sistemleri WordPress’i sevmeye devam ettikçe, ben dahil çok fazla geliştirici bu sistemi kullanmaya devam edecektir.
